Yeme Bozukluğu

Doğum günü, aile, mutluluk, pasta, eğlence.
Terfi almak, mutluluk, tatlı, aile, kutlama.
Özlenen birinin gelmesi, mutluluk, ziyafet.
Düğünler, mutluluk, pasta, kutlama.
İstenen şeye ulaşmak, lokma dağıtmak, mutluluk.

Bu kelimeler bir çoğumuzun bilinçaltında domino taşı gibi birbirine bağlı beklemektedir. Bilinçaltında birlikte kodlandığı için herhangi biri tetiklendiğinde diğerleri de tetiklenecektir. Örneğin ilk satırı ele alalım;

Doğum gününü çoğu zaman ailesiyle mutlu bir şekilde kutlayan ve pasta kesen, eğlenen biri ailesinden birini kaybettiğinde doğum günlerinden keyif almayabilir ya da doğum gününde buruk bir mutluluk yaşayabilir. Ya da mutlu hissetmek istediğinde pasta yiyebilir. Hem ailesinden uzak hem de mutsuzsa pastaya yönelmesi ihtimali oldukça artar. Sarmal şekilde birbirini tetikleyen döngüler oluşmuş olabilir.

Ebeveyni tarafından yemek yediğinde övülen bir çocuk, ebeveyninin gözüne girmek için yemeğe meyledecektir. Ödül – yemek bağlantısı ileriki yaşlarda başarısız hissettiğinde yani ödül mekanizması az çalıştığında devreye girebilir ve yeme bozukluğuna dönebilir.

Temel bakış açısı iyi hissetmek ya da kötü hissetmekten uzaklaşmak için yapılan yeme davranışı üzerine kurulabilir. Çoğu zaman yeme davranışı anlık iyi hissetmeler sağlasa da uzun vadede neredeyse her zaman negatif sonuçlar doğurmaktadır. Bu nedenle yeme davranışı ile iyi hissetmek, kötü hissetmekten uzaklaşmak, hasret gidermek, özlem atmak kısacası istenmeyen tüm referans noktalarını dönüştürmek bu problemi yaşayan kişi için hızlı bir çözüm olabilir.

Tavsiye edilen çözüm ise hem psikolojik desteği hem de doğru beslenmeyi öğrenebilmek için bir psikolog ve bir diyetisyen eşliğinde süreci yönetmektir.

instagram/hipnokampus
instagram/pskemreazizoglu
instagram/dytberaazizoglu
whatsapp: 0507 704 44 66